Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte birçok sistemin, ürünün veya sürecin dijital ortama entegre edilme ihtiyacı doğdu. Bu ihtiyaç doğrultusunda, mevcut fiziksel ürünün ya da hizmetin gerçek dünyadaki davranışının ve oluşturduğu sonuçların sanal modelini yaratmak üzere Dijital İkiz kavramının ilk adımları 2002 yılında Michigan Üniversitesi’nde atıldı.

Dijital ikiz, uzmanların gerçek cihazları üretmeden önce simülasyon yapabilecekleri sanal kopyalardır. Bu kopyaların üretimde kullanılması ile sağlanan avantajlara ek olarak dijital ikiz;

• yapay zeka,
• nesnelerin interneti,
• veri analitiği

gibi teknolojilerin gelişimini de destekler nitelikte. Günümüzde IoT cihazlarının geliştirilmesi ile dijital ikiz daha küçük ve daha basit nesneler içererek şirketlere birçok avantaj sağlıyor.

Ek olarak dijital ikiz, gerçek hayatta test etmenin maliyetli ve zor olduğu karmaşık ürünlerin testlerinin sanal ortamda yapılmasını sağlar, böylece test için yapılacak harcama maliyetleri en aza indirgenmiş olur.

Mevcut sistemlere entegre edilerek operasyonel faaliyetlerde önceden arıza tespitinin yapılması, sistemin ya da ürünün uzaktan izlemesini yapıp olası bir arıza halinde uyarıda bulunup hızlı müdahaleyi mümkün kılması açısından son derece önemlidir.

Dijital ikiz mühendislikten sağlık sektörüne kadar teknolojinin bulunduğu birçok alanda kullanıma uygundur. Hatta günümüzde tasarım ve ürün geliştirme alanları için bir tercihten çıkıp olmazsa olmaz denilecek bir konuma ulaştı.

Bunun yanı sıra üretim sektöründe kalite kontrolü sağlamak, maliyet ve verimlilik hesaplarını yapmak konusunda tüm etkenleri önceden tespit ederek dijitalleşmenin farkını ortaya koyacak büyük avantajlar sağlıyor.